İng. arche Fr. arkhè Alm. Archē Es. T. unsur-ı hayat (İFE), üss, üss’ül hayat, evvelü’l evâil (B. Tevfik)// Yunancada “başlamak” anlamına gelen arkho fiilinden türemiş bir isimdir. [Hem Baha Tevfik hem de İsmail Fenni Ertuğrul kelimenin Fransızca karşılığı için archée ‘yi kullanıyor. Aynı durum Larousse sözlüğünde de var. Ancak çağdaş kullanımı kaynaklarda arkhè olarak geçiyor.
Tanım
Temel madde ya da ilk madde, ilk varlık ve ilk ilke gibi farklı kullanımları da mevcuttur. Özellikle felsefenin (Antik Yunanda) ilk ortaya çıktığı zamanlarda evrenin, varlığın ve çeşitliliğin meydana gelişi hakkında fikir yürüten ilk filozofların açıklamalarının merkezinde arkhé sorunu vardır. Böyle bir şeye ihtiyaç duyulması çoğunlukla, Antik Yunanda yaygın olan “Hiç’ten hiçbir şey meydana gelmez” düşüncesine dayanıyordu. Buna göre tanık olduğumuz tüm bu varoluşun ve onun içindeki bu çeşitliliğin, kendisi meydana gelmemiş ve yok olmayacak olan bir varlığa dayanması ve bunun da her şeyin ilk nedeni olarak kabul edilmesi gerekiyordu. İşte, meydana gelmemiş ve yok olmayacak olan bu varlık da, kendi kendisiyle özdeş kalan, kalıcı olan bir ana maddedir, yani arkhé’dir. Arkhé teorisi hiç bir şeyin yoktan varolmadığı görüşünü temellendirebiliyor olmakla birlikte, varoluşun bu tekten çıkarak neden oluştuğunu ve nasıl bu kadar çeşitlenebildiğini açıklamakta yetersiz kalıyordu. İşte bu yüzden filozoflar felsefelerinde farklı arkhé’lere dayanmış ve bundan evrenin nasıl ortaya çıktığına ilişkin farklı teoriler geliştirmişlerdir. Örneğin, Miletliler gibi ilk dönem filozoflar kuşağı maddeyi bunu yapabilecek bir canlılığa sahip olarak görmüşlerdir. Buna, hylozoizm denir. Sonradan canlı madde anlayışından farklı olarak arkhé’den çıkan bu oluş ve çeşitlilik mekanik kuvvetlerle de açıklanmaya çalışılmıştır.